7/24 Ücretsiz Sigorta Danışmanlığı…
0(286) 214-0555

Devlet Eğitim Sigortasını Zorunlu Hale Getirsin.

 

 

Türkiye’de 20 milyon öÄŸrenci ve 25 - 30 milyon veli olduÄŸunu ifade eden Milliyet Gazetesi yazarı Abbas Güçlü, sigorta sektörünün bu potansiyeli yeterince deÄŸerlendiremediÄŸini söyledi. Güçlü, eÄŸitim sigortasının tıpkı trafik sigortası veya DASK gibi zorunlu hale getirilmesi gerektiÄŸini savundu.

 

EÄŸitim Sigortası dosyasına geçen ay kaldığımız yerden devam ediyoruz. Bu kez konuyu eÄŸitim konusunda Türkiye’nin en yetkin isimlerinden eÄŸitim uzmanı ve Milliyet Gazetesi yazarı Abbas Güçlü ile tartıştık. Güçlü eÄŸitim sigortası konusunun yıllardır tartışıldığını ama ne eÄŸitim kurumlarının ne de sigorta ÅŸirketlerinin gerekli adımları atmamasından ÅŸikayetçi. Güçlü’ye göre eÄŸitim sigortaları ailelere doÄŸru bir ÅŸekilde anlatılabilirse kesinlikle bu ürünü satın alacaklar. Çocukların ailelerin en deÄŸerli varlıkları olduÄŸunu söyleyen Güçlü, insanların evlerini, arabalarını, cep telefonlarını hatta güneÅŸ gözlüklerini sigortalattığı bir dönemde eÄŸitim sigortalarının bu kadar geri bir planda kalmasını anlayamadığını belirtiyor. Güçlü, eÄŸitim sigortalarının geliÅŸememesinin sorumlusu olarak belli bir noktaya kadar sigorta ÅŸirketlerini sorumlu tutuyor. Güçlü, sigortacıların eÄŸitim sektörüne gereken önemi göstermediklerini düÅŸünüyor. Nüfusu 75 milyon olan Türkiye’de 20 milyon öÄŸrenci ve 25 - 30 milyon veli olduÄŸunun altını çizen Güçlü 45 - 50 milyonu yakından ilgilendiren bu sektör hakkında sigortacılar kafa yorduÄŸu takdirde çok büyük geri dönüÅŸ alabileceklerini düÅŸünüyor. Abbas Güçlü’ye göre büyümek zorunda olan sigorta sektörü eÄŸitim dünyasını er ya da geç fark etmek zorunda kalacak.

Türkiye’de özel okulların sayısı arttıkça eÄŸitim de daha pahalı bir hâl alıyor, aileler çocuklarını maddi durumu çok iyi olmasa da özel okula göndermeye çalışıyorlar… 
Aslında özel okulların payı dışarıdan bakıldığı zaman çok yüksekmiÅŸ gibi gözüküyor. Ama gerçek rakamlar sizi ÅŸaşırtabilir. Özel ilk-orta dereceli okulların eÄŸitimdeki payı yüzde 1.5. Üniversite ise yüzde 7 - 8’lerde, yüzde 10 bile deÄŸil. Ama yine de yüzde 10 da, 20 milyon öÄŸrenci içerisinde 2 milyon eder ki, büyük bir oran. 
Türkiye’nin harcamalarına baktığımız zaman; yazlık - kışlık ev, araba sahibi nüfusa baktığımız zaman, özel eÄŸitim kurumlarında okuyan öÄŸrenci sayısının daha yüksek olmasını bekliyorsunuz… Türkiye her ÅŸeye para harcıyor ama eÄŸitime para harcamıyor.

EÄŸitim sigortaları açısından da durum pek parlak deÄŸil…
Sigortacılık açısından baktığınız zaman da sigortacılığın hemen her sektöre girdiÄŸini, ama eÄŸitimde sigortacılık etkinliklerinin çok zayıf olduÄŸunu görüyoruz. Hâlbuki olası ekonomik krizlerde özel okullardaki veliler ve öÄŸrenciler en büyük sıkıntıyı yaşıyorlar. Çünkü bir krizle karşılaÅŸan aile çocuÄŸunu özel okuldan almak zorunda kalıyor. OkuduÄŸu özel okulu bırakan çocuÄŸu da bir daha toparlayamıyorsunuz. Çünkü özel okul koÅŸullarına alışan bir öÄŸrenciyi tekrar devlet okuluna götürdüÄŸünüz zaman moral açısından çok büyük sıkıntılar çekiyor.

Yıllardır Türkiye’de eÄŸitim konusunda meÅŸhur bir isimsiniz. Ä°nsanların, okurlarınızın aklına eÄŸitim konusunda hangi soru gelirse gelsin eminiz ki size danışıyorlardır… Hiç eÄŸitim sigortasını gündemine alan bir veli ya da bir okul konuyla ilgili size danıştı mı?
Hayır, sorun da burada… Ben yazdım bunu, defalarca dile getirdim. Toplantılarda sigorta konusu açıldığı zaman anlattım. Sigortanın zorunlu hale getirilmesi, özellikle özel okullarda zorunlu hale getirilmesini önerdim. Çünkü herkesin başına bir kaza gelebilir. Bir kaza ya da bir iflas durumunda çocukların geleceÄŸinin sekteye uÄŸramaması için sigorta sisteminin geliÅŸtirilmesinde yarar var. Bunu özellikle vakıf üniversitelerine önermiÅŸtim. Ödenecek primler çok büyük paralar deÄŸil. 500 bin liralık bir arabanın sigortası birkaç bin liraysa öÄŸrenim sigortaları da taÅŸ çatlasın 1.000 liraya yapılabilir. 30 bin lira veren bin lira daha verir. Hiç olmazsa velinin kafasındaki ‘iÅŸimi kaybedersem ne olur, ÅŸu olursa ne olur’ gibi korkuların önüne geçilmiÅŸ olur. Konuyla ilgili avantajlar sunulabilir. Konu eÄŸitim olduÄŸu için daha masum paketler oluÅŸturulur, devlet vergi almayabilir, sigortacıların kazancı daha düÅŸük bir noktaya getirilebilir. EÄŸer bütün bunlar saÄŸlanırsa yükseköÄŸretimde özel okullara olan talep de artacaktır. Komünist ülkelerde bile özel okulların oranı Türkiye’dekinden daha yüksek. Türkiye’de özel okulların payının bu kadar düÅŸük olmasının sebebi, insanların gözünün korkuyor olması. Milyonerler bile eÄŸer ticaret yapıyorlarsa ‘ya iÅŸim bozulursa’ diye düÅŸünüyorlar. Ama eÄŸitim sigortası geliÅŸirse o zaman çok daha rahatlıkla çocuklarını özel okullara gönderebilirler. 
Benim burada kızdığım ÅŸu; arabanızı sigorta ettiriyorsunuz, evinizi hatta aldığınız saati, cep telefonunu sigorta ettiriyorsunuz… Ee, yani sizin için en deÄŸerli ÅŸey olan çocuÄŸunuzun geleceÄŸini niye sigorta ettirmiyorsunuz!

EÄŸitim sigortasının geliÅŸmemesi kimin suçu?
Bence bu sigortacıların beceriksizliÄŸi, yeni pazarlar konusunda yeterince giriÅŸken olmamalarından kaynaklanıyor. Belki bu konuda ÅŸunu diyebilirler: ‘Bu konuda deneyim sahibiyiz, birkaç banka bu iÅŸe girdi, birkaç sigorta ÅŸirketi bu iÅŸe girdi. Geri dönüÅŸü olmadı.’
O zaman ben de derim ki; “Hangi iÅŸ çok kolay bir ÅŸekilde hemen ilk baÅŸladığı yıllarda baÅŸarıya ulaşır ki?’ 
Bu konuda ısrarla üzerine gidiliyor olsaydı, bu konuda iyi bir kamuoyu oluÅŸturuluyor olsaydı çoktan eÄŸitim sigortaları iÅŸinde yol alınmış olurdu. Hatta konuyla ilgili yasa çıkartılabilirdi. Bu konuda neden yasa çıkartılmasın… EÄŸitim sigortasına yasa ile zorunluluk getirilebilir.

Kaldı ki sadece çocukları özel okullarda okuyan aileler için deÄŸil, devlet okullarında okuyan çocuklar için de ürünler geliÅŸtirilebilir…
Onlar için de farklı sigorta poliçeleri geliÅŸtirilebilirdi. Okula gittiÄŸi sürece saÄŸlık sigortası kapsamına alınabilirdi. Özel bir öÄŸrenci paketi yapılabilir, o özel öÄŸrenci paketi içerisinde sahip olduÄŸu saÄŸlıkla ilgili sigortaya ilave olarak ek teminat verilebilir. 
Okulda yediÄŸi yemekten kaldığı derse, kazanamadığı sınavlara kadar sigorta edilebilir. Yapılabilecek çok iÅŸler var. Oturulup kafa yorulsa geliÅŸtirilebilir, farklı ürünler oluÅŸturulabilir. Yeter ki sigortacılar eÄŸitim sektörünü ciddiye alsınlar…

 

ÖZEL OKULA GÄ°TMENÄ°N MALÄ°YETÄ° 1.3 MÄ°LYON DOLAR

Türkiye’deki devlet okulunda okuyan bir öÄŸrencinin maliyetiyle özel okulda okuyan öÄŸrencinin maliyeti arasında fark ne kadar?                                

Biz bu konuda çok çalışmalar yaptık. Ä°lkokulda baÅŸlayıp üniversiteyi bitirinceye kadar taÅŸ çatlasın 100 bin lirayı geçmez. Yani ortalama 30 - 40 bin lira, o da ağırlıklı olarak üniversitede harcanan para. Özel okul içinse, anaokulundan itibaren özel okula gidip, yıllık enflasyonu da dikkate aldığınız zaman üniversiteyi bitirdiÄŸinizde 1 milyon 300 bin dolar. Büyük bir para…

Avrupa ülkelerine baktığımızda eÄŸitim harcamaları konusunda ne söyleyebiliriz?
Ülkeden ülkeye fark gösteren bir konu. Bizdeki özel okul paraları Avrupa’daki pek çok ülkenin eÄŸitim masraflarını geride bıraktı. Bizde özel üniversiteler, vakıf üniversiteleri herkes tarafından özel üniversite olarak algılanıyor. Kolej fiyatları pek çok ülkedeki eÄŸitim masraflarını çok geride bıraktı. 
EÄŸitim Almanya’da Fransa’da ücretsizdir. Ä°ngiltere’de paralıdır. Ama orada da buradaki kadar pahalı deÄŸil. Bizde öÄŸrenim ücretleri çok yüksek. DüÅŸük olanlar da var ama düÅŸük olanı da veli tercih etmiyor.
Tabii bir de bizde ücretlerin artış hızları çok fazla. ÖrneÄŸin Ä°ngiltere’de 10 yıl önce neyse fiyat yine odur. Ama ben hatırlıyorum, ‘Robert Lisesi’nin yıllığı 1 milyar oldu’ diye haber yapmıştık. Robert Kolej’in bu seneki öÄŸrenim ücreti 50 bin lira. Bu sene 50 bin, seneye ne kadar olacağı belli deÄŸil. Yıllık eÄŸitim ücreti 20 - 25 yılda 1.000 liradan 50 bin liraya yükseldi.

Okullar istedikleri kadar zam yapabiliyorlar mı, yoksa bununla ilgili bir düzenleme var mı?
Bu konuda bir mecburiyet yok. Okullar enflasyon oranı kadar da zam yapabilir daha fazlasını da… Tamamen arz - talep dengesi içinde cereyan ediyor.

ÖÄŸrencinin maddi sebeplerle okulunu bırakması gibi durumlarla karşılaşıyor musunuz? Size böyle örnekler geliyor mu?
Tabii, hem de çok var. Ekonomik krizlerde ilk darbeyi özel okullar yiyor. Mesela bu sene özellikle üniversitelerde kontenjanlar boÅŸ kaldı. Yüzde 75’e, yüzde 100’e varan burslar veriyorlar. Üniversite kurmak için herkes çok büyük paralar harcıyor. Bu yüzden kolayca ‘Hadi öÄŸrenci yok, kapıya kilit vurayım’ diyemiyorlar. Sistemi yaÅŸatmak için ya burs veriyorsunuz ya baÅŸka kaynaklara yöneliyorsunuz.

 

ÖZEL OKULLAR DA PRÄ°M ÖDEYEBÄ°LÄ°R                                                                                              

Hâlbuki burada bir sigorta sistemi geliÅŸtirilse ben eminim ki özel okulların hepsi sigorta bedelinin yarısını seve seve ödeyeceklerdir. Çünkü öÄŸrenci o kurumdaki eÄŸitimini yarıda bırakınca en çok etkilenen yine kurum oluyor. Bu nedenle eÄŸitim sigortası konusunda ortak bir sistem geliÅŸtirilebilir. Primin yarısını okul ödesin, yarısını da veli ödesin. Hatta üniversite masraflarının bir kısmını devlet de paylaÅŸabilir. EÄŸitim yükü, devletin de sırtında bir kambur. Yarının ne getireceÄŸi hiç belli olmaz. Kriz olduÄŸunda baba, özel okula giden çocuÄŸunu devlet okuluna vermek zorunda kalabilir. Bu durumun devlete maliyeti, sigorta priminden çok daha fazla olacak, o yüzden devlet buna sıcak bakabilir. Devlet katkısı olabilir.

Sigorta ÅŸirketleri eÄŸitim sigortasına talebi artırmak için ne yapmalılar?
Yazın kayıtların en yoÄŸun olduÄŸu dönemdi. Ä°lkokuldan üniversiteye kadar yılda 5 milyon öÄŸrenci kayıt yaptırıyor. Bu dönemde eÄŸitim sigortasıyla ilgili tek bir ilan görmedim.
Sigortacılar eÄŸitim sektörünü henüz keÅŸfedemediler. Sadece sigortacılar deÄŸil medya da keÅŸfedemedi. Yüzlerce televizyon kanalı var, ama eÄŸitimle ilgili bir tane program yok.


Sigorta şirketleri velilere bu sigortayı nasıl sunabilir?
‘Arabanıza sigorta yaptırıyorsunuz, çocuÄŸunuzun eÄŸitimi için de sigorta yaptırın’ demeliler. Ben eÄŸer sigortacı olsaydım, eÄŸitimin önemini bilen bir insan olarak, bu piyasaya bin defa girerdim ve çok da iyi paralar kazanırdım.
Bu röportaj esnasında sigortacılara iki ciddi öneri sundunuz. Birincisi ‘eÄŸitim sigortasını sadece aileler yaptırmasın, devlet ve üniversiteler de bu sigortaya ortak olsun’ dediniz. Ä°kincisi de kayıt dönemlerinde sigortacıların bu konunun üzerine özellikle düÅŸmeleri gerektiÄŸini söylediniz…
Nüfusun dörtte üçü bu eÄŸitim sektörü ile alakalı. 20 milyon öÄŸrenci, 30 milyon da veli var. Herkesin bir yakını eÄŸitim görüyor. Böyle bir sektör nasıl gözden kaçıyor anlamış deÄŸilim. Bana bugüne kadar pek çok sigorta teklifi geldi. Ama eÄŸitim sigortasıyla ilgili hiç kapımı çalan olmadı. Ä°ki çocuÄŸumu okuturken, sigorta poliçesi gelseydi sıcak bakardım. Çocuklarımıza saÄŸlık sigortası yaptırıyoruz, eÄŸitim sigortası neden yaptırmayalım…
Ä°nsanların iÅŸlerini kaybetmesi üzücü bir hadise ama daha kötü ÅŸeyler de olabilir. Çocuk anne-babasını bir trafik kazasında kaybedebilir. Zaten hayatı kararan çocuk bir de eÄŸitim hayatına da devam edemezse bu çocuk için tam bir felaket olur…
Anne-babaların en büyük varlığı çocuklarıdır. Anne-babalar ‘başıma bir ÅŸey gelirse çocuÄŸuma ne olur’ diye hep endiÅŸelenirler. EÄŸer eÄŸitim sigortası iyi anlatılırsa her anne-baba, çocuÄŸuna eÄŸitim sigortası yaptırır. Her koÅŸulda bilir ki o çocuÄŸun eÄŸitimi yarım kalmayacak, sonuna kadar gidecek. Ama sigorta ÅŸirketleri güven vermiyor.

Aslında ebeveynlerin de bakış açısı biraz ÅŸu: ‘Ä°yi kötü çocuklarıma bir ÅŸeyler bırakacağım. Başıma bir ÅŸey gelirse de çocuklar başının çaresine bakacaklar…’
Bu sadece parasal bir konu deÄŸil. Ben yıllarca çok düÅŸük maaÅŸlar alırken de maaşımın bir kısmıyla çocuklara sigorta yaptırdık. O zaman sigortacılar geldi, beni kandırdılar. Bir 8 - 10 yıl sonra o paralar iade edildi. Öderken o para benim maaşımın çok ciddi bir kısmıydı ama geri verirken maaşıma oranla küçük bir paraydı.

Demek ki geçen zaman içinde sizin maaşınız çok yükselmiÅŸ (!)
Hayır, o günün koÅŸullarında gerçekten küçük bir para ödendi. Ben her zaman ÅŸuna bakarım: O gün o parayla kaç tane ekmek alınır ya da çeyrek altın alınır… Baktığınızda 10 dolar alıyor geri öderken size 2 dolar veriyor. Sigortacılara sorarsanız 10 dolar alıp 50 dolar ödüyorlar… Yok öyle bir ÅŸey… Burada bir garanti verilmeli.
EÄŸitim sigortası konusuna geri dönecek olursak, tabii bu ülkede cumhurbaÅŸkanından köy muhtarına kadar eÄŸitime kimse kafa yormadığı için, sigortacıların kafa yormaması da beni ÅŸaşırtmıyor. Ama burada para kazanabilirler. Büyümeleri gerekiyor. Ticari açıdan baktığınız zaman da ilgi çekici bir alan. Ben eÄŸer sigortacı olsam, eÄŸitimin de önemini bilen bir insan olarak bu piyasaya bin defa girerdim çok da iyi para kazanırdım.

20 milyon öÄŸrenciden kaçı sigortalıdır?
Bin tanede bir kiÅŸi bile çıkmaz. Bunun kabahatlisi veli ya da öÄŸrenci deÄŸil, sigorta ÅŸirketleridir. Elinde bir ürün varsa bunu satamayan sigorta ÅŸirketidir. Bu ürünü geliÅŸtiremeyen yine sigorta ÅŸirketleridir.

BaÅŸka ülkelerle Türkiye’yi kıyasladığımızda eÄŸitim sigortası eksikliklerimiz neler?
Almanya’da sigorta belki satmayabilir. Ama orada istikrar ve devlet garantisi var. Okula gidememe gibi bir sorun yok. Ama bizim ülkemizde bu büyük bir sorun. Bizim gibi ülkelerde, sigortacıların daha fazla iÅŸ yapıyor olması lazım. Aslında Türkiye sigortaya yabancı deÄŸil. Arabalarımıza gözümüz gibi baktığımız için, gidip gönüllü kasko yaptırıyoruz. Arabalara kendimizden iyi bakıyoruz, arabadan bir ses gelse hemen kontrole götürüyoruz. Arabasını, evini sigorta ettiren bir sistem en baÅŸta çocuÄŸuyla ilgili bu adımı atmalıdır.
40 tane alanı zorunlu sigorta kapsamına alan devlet, eÄŸitimi de zorunlu sigorta kapsamına almalıdır. Devlet okulundakileri devlet kendisi yaptırabilir, özel okullardakileri veliler ve okullar sigortalayabilir, iÅŸyerlerine çocukları okula giden çalışanların çocuklarının eÄŸitim sigortası primlerini ödemeyi zorunlu hale getirebilir… Bu konuda da hiç kimse hayır demez.
AlışagelmiÅŸ sistemin dışında müÅŸteri profilleri yaratılmıyor. Sigortacılık, sektör olarak en önemli sektörlerden biri. Futbolcunun sigortası yapılıyor ama öÄŸretmenin sigortası yapılmıyor. ÖÄŸretmenler arasında iÅŸsizlik bir sorun. Özel okula yeni baÅŸlayan öÄŸretmenleri bir yıl sonra kapıya koyuyorlar. Onlara da iÅŸsiz kaldıkları zaman maaÅŸ saÄŸlanabilir. Devlet, eÄŸitimi, zorunlu sigorta kapsamına aldırmalıdır.

Ekonomik kriz, vakıf okullarına yönelimi azaltıyor mu?
Özel öÄŸretim kurumlarının sayısı çok artmıyor. Kontenjanların çoÄŸu boÅŸ kalıyor, bunun nedeni ise ekonomik kriz. Ä°nsanların cebinde para olsa özel okullara koÅŸa koÅŸa giderler. Özel okulları ve vakıf üniversitelerini bırakan öÄŸrenci sayısı diÄŸer yıllara oranla giderek artıyor. Bunun nedeni ekonomik sıkıntılar. Ekonomik sıkıntılar bir ÅŸekilde garanti altına alınırsa, sigorta kapsamına alınırsa hiç kimse çocuÄŸunu, vakıf üniversitelerinden veya özel okullardan almak zorunda kalmaz. Velinin ve öÄŸrencinin eÄŸitim hayatını aksatmayacak bir sigorta sistemi geliÅŸtirilmelidir. Bu iyi anlatılıp sunulursa, devlet ve veli üzerindeki kambur azalır ve sigortacılar hiçbir alanda yakalayamayacağı kadar müÅŸteri yakalayabilir.

 


'ARABAYA VE EVE ZORUNLU SİGORTA VAR AMA EĞİTİME YOK'

"ÇocuÄŸun eÄŸitim hayatının yarıda kalmaması için eÄŸitim sigortasının zorunlu hale getirilmesi gerekiyor. Nasıl yurtdışına gittiÄŸiniz zaman sigorta zorunluluÄŸu varsa, burada da bir öÄŸrenci özel okula baÅŸladığı anda zorunlu sigorta yaptırılması gerekiyor. Velilerin özel okullara verdikleri para yanında sigorta bedeli çok önemli deÄŸil. Üstelik çocuÄŸunun eÄŸitim hayatı garanti altına alınmış olur. Arabayı - evi zorunlu sigorta ettiriyoruz, pek çok ÅŸeyi sigorta ettiriyoruz ama çocuklarımızın geleceÄŸini sigorta ettirmiyoruz. Bunu anlamak mümkün deÄŸil. Bunun kabahati, sorumlusu, kesinlikle sigortacılardır. Kabahatleri, eÄŸitim sektörünü yeterince ciddiye almamalarıdır. Aslında onlara en büyük açılımı bu sektör saÄŸlar." 


‘SÄ°GORTA ŞİRKETLERÄ° GÜVEN VERMELÄ°’

 "Mesela ben 30 yıldır sigortacılarla iç içeyim. Hep ‘onu yapacağız, ÅŸunu yapacağız’ derler. Sonra sigortacılık kanunu deÄŸiÅŸir. ‘Yapacağız’ dedikleri ÅŸeyleri yapmazlar. Zikzak çizerler...

‘MaaÅŸ baÄŸlayacağız’ derler maaÅŸ baÄŸlamazlar. 30 yıldır sigorta ÅŸirketlerine prim ödeyen birisi olarak ben de sigorta ÅŸirketlerine çok güvenemiyorum. Bugün yatırdığım para 10 sene sonra ne olacak, ya da bugünkü yasa yarın ne olacak, bilemiyorum. Sigortacılık Türkiye’de daha yeterince güven kazanmadı. Hâlbuki güvene dayalı bir sistem. Poliçe sahiplerini düÅŸünmeleri gerekiyor. Ben çok düÅŸündüklerine inanmıyorum. Ben yıllarca aynı sigorta ÅŸirketiyle çalıştım. Sonra bir sabah kalktım, o sigorta ÅŸirketi satılmış, adı deÄŸiÅŸmiÅŸ, her ÅŸeyi deÄŸiÅŸmiÅŸ. 10 yıl sonra maaÅŸ alacağım diye beklerken 9 buçuk yılın sonunda ‘siz paranızı alın 10 yıldan sonra paranız kaybolur’, ÅŸu olur bu olur dediler. Sonra da paranın bir kısmını verdiler, bir kısmını vermediler. O kadar karmaşık bir sistem ki güven duyamıyorsunuz. 30 yıldır prim ödeyen biri olarak benim 10 defa emekli olmam gerekirdi."